Girişimsel işlemlerle adından söz ettiren GAÜN Hastanesi, Radyoloji Ünitesi’nde prostat büyümesinde uyguladıkları anjiyo tedavi yöntemini Türkiye’de ilk uygulayan merkezler arasında yer alıyor.

Prostat büyümesinin erkeklerde ileri yaşlarda çok sık görüldüğüne dikkat çeken GAÜN Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim Kervancıoğlu, “Prostat büyümesi hastalarda idrar yapmakta zorlanma, sık idrara çıkma, gece idrar yapma sayısında artış, idrar yaparken ağrı/yanma, az ya da kesikli idrar yapma, idrar yaptıktan sonra idrar damlamasının devam etmesi, mesanenin tam boşalmadığını hissetme ve idrar kaçırma gibi şikâyetlere neden olmaktadır. İleri evrede ise hastalar artık idrar yapamayacak seviyeye gelmekte ve sonda ile yaşamlarına devam etmek zorunda kalmaktadırlar" ifadelerine yer verdi.

Prostat büyümesinin tedavisinde kullanılan yöntemler ile ilgili bilgi veren Prof. Dr. Selim Kervancıoğlu, “Prostat büyümesine bağlı şikâyeti olan hastalarda ilk tercih edilen tedavi yöntemi çoğunlukla ilaç tedavileridir. İlaç tedavisine yeterli yanıt alınamayan hastalarda üroloji tarafından gerçekleştirilen cerrahi tedaviler gündeme gelmektedir. Cerrahi tedavilere alternatif tedavi yöntemi olarak bizim uyguladığımız anjio ile tedavi dünyada son yıllarda giderek yaygınlaşmaktadır. Özellikle cerrahi tedavilerin uygun olmadığı, anestezi veya cerrahi tedavi risklerinin yüksek olduğu (ileri yaş, kalp hastalığı, kan sulandırıcı ilaç kullanımı ve diğer nedenler) veya hastanın cerrahi tedavileri istemediği durumlarda anjio ile tedavi ön plana çıkmaktadır. Prostat büyümesinde anjio ile tedavi günümüzde üroloji klavuzlarında yerini almış ve kabul gören bir tedavi yöntemi olmuştur" şeklinde konuştu.

Anjiyo tedavi yöntemiyle hastanın daha kısa sürede sağlığına kavuştuğunu aynı zamanda şikâyetlerinden ve cerrahi ameliyat olmaktan kurtulduklarını vurgulayan Prof. Dr. Selim Kervancıoğlu, “Anjio ile prostat tedavisinde, anjioların büyük çoğunluğunda olduğu gibi kasıktan damara girilerek ince klavuz tel ve kateter ile prostatın damarlarına ulaşarak mikron boyutundaki küre şeklinde tanecikler ile damar tıkama işlemi yapıyoruz. İşlem süresi yaklaşık bir saat sürüyor. Prostatın damarı tıkanınca kanlanması yani beslenmesi azalıyor ve böylelikle prostat küçülmeye başlıyor. Prostat küçülünce de şikâyetler azalıyor veya kayboluyor. Bu tedavi sonrası yanıtı çoğunlukla bir hafta ile bir ay arasında görmeye başlıyoruz. Bu tedavi yöntemi ile hastalar şikâyetlerinden cerrahi ameliyat olmadan kurtuluyorlar. Bu tedavi yönteminin en önemli avantajları, ameliyata bağlı kesi olmuyor, organın kısmen ya da tamamen alınması söz konusu değil, ameliyat veya anesteziye bağlı komplikasyonlar yani istenmeyen yan etki ve riskler bulunmuyor ve ameliyat sonrası sıkıntılı olabilecek iyileşme dönemi yaşanmıyor. Bu tedavi sonrasında tedaviye bağlı idrarını tutamama, üretra (idrar kanalı) darlığı, retrograd ejakülasyon (meninin geri kaçması, dışarı atılamaması) ve cinsel yaşam üzerine olumsuz etkiler beklenmiyor" açıklamalarına yer verdi