Tüm dünyada üretim ve tüketim alışkanlıkları değişiyor
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili ve Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB) Koordinatör Başkanı Fikret Kileci, ekonomi gündemini değerlendirdi....
Kileci, ihracatın büyümeye
katkısı, kamuda tasarruf paketi, sıkı para politikası, Haziran ayı
ihracatındaki düşüş, finansman maliyetleri, kurların ihracata etkisi ve
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde ekonominin genel durumu ve geleceği ile ilgili
çarpıcı açıklamalarda bulundu.
A Para'da canlı olarak yayınlanan
programda konuşan TİM Başkan Vekili Kileci, tasarruf tedbirleri ile ilgili
görüşlerini açıklarken, tasarrufun sadece zor zamanlarda değil her zaman
yapılması ve yukarıdan aşağıya doğru uygulanması gerektiğine dikkat çekti.
Başkan Kileci, "Tasarruf tedbirleri tüm dünyada uygulanan, olmazsa olmaz
bir olgudur. Ancak tasarruf tedbirleri herkesi kapsamalı, genele yayılmalı ve
aşağıdan yukarıya değil yukarıdan aşağıya doğru yapılmalı. Biz iş insanları
olarak her zaman fedakârlık yapmaya hazırız. Ancak bu fedakârlık herkes
tarafından yapılmalı. Fakat siz bu tasarrufu, sıkılaştırmayı sadece bir kesime
uygularsanız birtakım dengesizlikler, problemler çıkar. Tasarruf sadece maddi konularda da olmamalı.
Zamanımızı da ilişkilerimizi de doğru kullanmalıyız" dedi.
Kileci, "Sıkı para
politikasının ilk 6 aylık periyodunu nasıl buldunuz?" sorusuna da şöyle
yanıt verdi: "Uygulanan politika, öyle ya da böyle fayda gösteriyor.
Sonuçları ortaya çıkıyor. Tüm dünyanın içinden geçtiği süreci atlatmak için her
ülke kendi çapında sıkı para politikası uyguluyor. Biz de bu uygulamaların
içinden geçiyoruz. Genişletici ve daraltıcı para ve maliye politikaları zaman zaman
bir döngü içerisinde her ekonomide uygulanmaktadır. Elbette ilerleyen dönemde
gevşemeler olacaktır, normalleşme adımları atılacaktır. Ancak yine altını
çizmek gerekirse bu politikayı genele yaymak gerek, bu fedakarlığı sadece bir
kesim, bir sektör yapmamalı. Fedakarlığı tüm kesimlere yayarsak bu süreci daha
kolay atlatırız."
Haziran ayı ihracatındaki düşüşün
nedenlerini de açıklayan Kileci, "İhracatta ürün ve pazar çeşitliliğimiz
çok fazla. Dünyada değişen dengeler, tüketim alışkanlıklarındaki değişikliklerle
beraber bizim de satış modellerimiz değişiyor. Biz daha önce özellikle tekstil,
hazır giyim ve lüks tüketim alanında iyi bir üreticiydik, iyi bir
tedarikçiydik. Ve dünyanın tüm kesimlerine satıyorduk. Ancak şu anki
konjonktürde lüks tüketim yerini zorunlu malların tüketimine bıraktı. Ülke
olarak bu üretimleri de yaptığımız için sektörler arasında belli kaymalar
oluyor. Haziran ayı özel bir ay. Derinlemesine incelendiğinde birtakım eksiler
var ama bunun da sebepleri var. Bir önceki aydaki çalışma gününün fazla olması,
yaz tatilinin başlaması gibi sebepler var. Ama yine de Haziran ayı iyi geçmedi.
Ama bir öncesinde de rekorlar kırıldı. Temmuz ayında tekrardan artıya
geçeceğimizi düşünüyoruz." şeklinde konuştu.
Dünyadaki değişim ve gelişim
sürecinin çok iyi analiz edilmesinin önemine de dikkat çeken Kileci, özellikle
planlamaya vurgu yaptı. Şartların her gün değiştiği bir dünyada planların esnek
olması gerektiğinin altını çizen Kileci, şöyle devam etti: "Bu değişim
sürecinde dünyadaki gelişmeleri çok iyi okumak gerekiyor. Bizim bundan sonraki
süreçte de elbette kısa, orta ve uzun vadeli planlarımız olacak. Ancak bu
planların her zaman kontrol edilerek, sık sık revize edilmesi gerekiyor. Çünkü
şartlar her gün değişiyor. Bugün doğru bildiğiniz bir kararı, yarın tekrar
gözden geçirip, revize etmeniz gerekebiliyor. Biz hayatımız boyunca bu
coğrafyada hep zorluklarla iş yaptığımız için karşımıza çıkacak engellere karşı
hazırlıklıyız, tecrübeliyiz. Bu anlamda gelişmiş ülkelere göre daha
avantajlıyız. Doğru planlama ile doğru
iş yapılırsa biz bu süreçten karlı çıkarız. Ancak sektörlerde ve pazarlarda
mutlaka değişiklik olacak, bu değişikliği iyi okumak ve ona göre adım atmak
gerekiyor."
Finansmana ulaşımın zor olmadığını
ancak finansman maliyetlerinin çok yüksek olduğunu belirten TİM Başkan Vekili
Kileci, yüksek finansman maliyetlerinin özellikle uzun vadeli yatırımların
önündeki en büyük engel olduğunu ifade etti. Kileci, yüksek finansman
maliyetlerinin sürdürülebilir olmadığını söylerken, "Şu andaki modelle ancak
günü kurtarabiliriz." dedi. Uzun vadeli yatırımlarda çok iyi hesap-kitap
yapılmasının gerekliliğini vurgulayan Kileci, "Uzun vadeli yatırımlarda
çok iyi düşünmek gerek. Çünkü kaynaklar sınırlı, bu nedenle bugünkü şartlarda
uzun vadeli yatırımlarda çok dikkatli, temkinli olmak gerekiyor. Ancak bugün
şartlar bu, yarın hep böyle olmayacaktır. Bugünkü maliyetlerle yatırım yapmak
çok olası görünmüyor." diye açıklamada bulundu.
Döviz kurlarında gelinen noktayı
da değerlendiren Kileci, ihracatçının düşük kurdan kaynaklanan dezavantajının
bir şekilde giderilmesi gerektiğini söyledi. Kileci, döviz kurlarının
ihracatçıya yansıması ile ilgili şu bilgileri verdi:
"Ocak ayında Dolar kuru 30
lira bandındaydı, şimdi 33 lira bandında bulunuyor. 6 Aylık enflasyon yüzde 25,
kur artışı yüzde 10. Arada yüzde 15'lik bir makas var. Biz ihracatçılar her
şeyimizi kura bağlamış değiliz. Ancak kur bizim için en önemli enstrümanlardan
bir tanesi. Dolayısıyla da dış pazarlarda varlığımızı devam ettirmemiz için
döviz kurlarının belirli bir düzeyde faiz ve enflasyonla birlikte hareket
etmesi gerekmektedir. Elbette yüksek kur ülke açısından doğru değildir. Bunu
kimse istemez. Ancak ihracatçıyı da alaşağı edecek bir kur olmamalı. Farklı
farklı destekler var. Başka ülkelerde yapılan uygulamalar var. Bunlar
konuşulabilir. Çünkü ihracat gelişmişliğin en önemli silahıdır. Siz eğer
aldığınızdan fazlasını satamıyorsanız uluslararası platformlarda istediğiniz
noktaya gelmeniz zor olacaktır. Biz ihracatla büyümeyi hedefleyen bir ülkeyiz.
O yüzden dış ticaret fazlası vermemiz refah seviyemiz için önemlidir.
Dolayısıyla kur problemine çözüm bulunmalı. Biz illaki kur şuraya gelsin
demiyoruz ama ihracatçının kurdan kaynaklanan zararları telafi edilmeli. Aksi
halde bugüne kadarki pazarlarımızı, emeğimizi, alın terimizi, akıl terimizi bir
şekilde kaybetme riski ile karşı karşıya kalırız."
Güneydoğu Anadolu Bölge
ekonomisini de değerlendiren Kileci, şunları söyledi:
"Türkiye genelindeki
fotoğrafın bir benzeri bizim bölgemizde de var. Bölgede birtakım sektörlerde
ilerlemeler bir takım sektörlerde gerilemeler var. Ama bizim coğrafyamızda her
zaman bir hareketlilik vardır. Komşu ülkelerde hep bir hareketlilik vardır.
Bunların hepsi bizi etkiliyor. Biz deprem öncesi ihracat rakamlarımıza ulaşmaya
çalışıyoruz. Sonrasındaki süreçte kendimize yeni hedefler belirleyeceğiz.
Depremde hasar gören yıkılan tesislerin yerine daha çevreci ve daha doğru
yapılanmalarla sanayimizi yeniden inşa ediyoruz. Bölgemizin daha iyi bir
noktaya geleceğine inanıyoruz. Güneydoğu Anadolu Bölgesi çok önemli bir üretim
üssüdür. Bir de bizim Amanos Tüneli Projemiz var. Bu tünel bizi çok
heyecanlandırıyor. Çünkü tünelle birlikte İskenderun limanına ulaşmamız çok
kolaylaşacak. Bundan sonraki süreçte Gaziantep, Kilis, Kahramanmaraş, Adıyaman,
Malatya, Diyarbakır ve Şanlıurfa gibi illerimiz ikinci bir Körfez olma yolunda
ilerliyor. Buralarda çok önemli yatırımlar yapılacaktır. Özellikle yeniden
yapılanma sürecindeki Ortadoğu'da bölgemizin çok önemli bir rol oynayacağını
düşünüyoruz. Bütün planlarımızı da bu doğrultuda hazırlıyoruz."
Kileci, yıl sonu büyüme beklentisi
ile ilgili olarak da, "Yıl sonunda yüzde 3,6 veya 3,7 gibi bir büyüme
bekliyorum. Yüzde 4'ün üzerini hayal olarak, 3,5'un altını da hayal kırıklığı
olarak görüyorum." şeklinde değerlendirmede bulundu.
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.