Mühendislerin cezalandırılmasına büyük tepki
İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Burkay Güçyetmez, Nizip Ağır Ceza Mahkemesi'nin 51 kişinin öldüğü Furkan Apartmanı ile ilgili kararını değerlendirdi: “6 Şubat depremlerinin yıkımının sorumluluğunu meslektaşlarımızın üzerine yıkıp gerçek sorumluların gizlenmesi çabalarına en yüksek sesle itiraz ediyor, gerçek ve adil bir yargılama talep ediyoruz" dedi....
Başkan Güçyetmez, "Mahkeme
üyemiz olan İnşaat Mühendisi Yılmaz Şahin Yurtyapan'a 16 yıl hapis cezası
verdi. Diğer sanıklar beraat etti. Yıkılan binada kolon kesilip kesilmediğinin
tekrar bilirkişiler tarafından araştırılmasının istenmesine rağmen mahkemenin
sadece meslektaşımıza ceza vermesi adaletsizliktir" dedi.
Hukuki ve teknik gerekliliklere
uygun olmayan bilirkişi raporları doğrultusunda yapılan yargılamalarla adaletin
sağlanamayacağını ifade eden Başkan Güçyetmez, kamuoyu baskısı ile tepkilerin
inşaat mühendislerine yönlendirildiği ve gerçek sorumluların
cezalandırılmasının engellendiğini söyledi. Güçyetmez, " İmar afları,
planlamalar, zemin seçimleri, denetimsizlik, vb. sistemsel zafiyet ve sorunlar
göz ardı edilip, siyasi ve idari kararlar yok sayılıp, sadece
meslektaşlarımızın kovuşturmaya tabi tutulmaları, adaleti sağlamaktan ziyade
yeni adaletsizliklere yol açmaktadır. Bu durum mesleğimizin ve
meslektaşlarımızın topyekun cezalandırılması haline dönüşmektedir"
şeklinde konuştu.
Başkan Güçyetmez, 51 kişinin
öldüğü Furkan Apartmanı duruşmasının ardından yaptığı açıklamada şunları
söyledi:
"6 Şubat 2023'te meydana
gelen deprem nedeniyle Nizip'te yıkılan ve 51 kişinin hayatını kaybettiği
Furkan Apartmanı ile ilgili Nizip Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen karar
duruşmasında, meslektaşımız ve üyemiz Yılmaz Şahin Yurtyapan'a 16 yıl 8 ay
hapis cezası veren mahkeme, diğer sanıklara beraat kararı vermiştir. Kolon
kesilip kesilmediğinin tekrar bilirkişiler tarafından araştırılması istenmesine
rağmen, mahkemenin sadece meslektaşımıza ceza vermesi adaletsizliktir.
Araştırma yapılmadan bazı isimlerin beraat etmesi bir çelişkidir. Ülkemizdeki
riskli yapı stokunun varlığının hemen herkes tarafından bilinmesi, biz dahil
ilgili tüm kuruluşların önlem alınması gerektiğini dillendirmesi ve bu
önlemlerin neler olduğunu söylemesine rağmen 20 yıldır hiçbir eylemde
bulunmayan, imar aflarıyla risk üzerine risk yaratan, yapıların nihai
denetimini yapan yöneticiler ve karar alıcılar aklanıyor. Deprem nedeniyle
yıkılan binada can kaybı oluşmuşsa ne zaman, hangi koşullarda, hangi mevzuata
göre proje hazırladığı, kontrol ettiği, uyguladığı önemli olmaksızın
mühendisler tutuklu yargılanıyor. Oysa ki proje müellifi mühendisin görevi
proje tarihindeki mevzuata uygun proje hazırlamak, uygulamacı ve denetçi
mühendislerin görevi ise projeye uygun imalat ve denetim yapmaktır.
Mühendislerin imar planlarını değiştirme, deprem haritalarını güncelleme,
yapılara kullanma izni verme yetkileri bulunmamaktadır. Ayrıca belirtmek
gerekir ki deprem yargılamalarında binanın inşa edildiği tarihte mühendisin
yaptığı proje kusurlu bulunsa dahi kusurlu olduğu hususların yıkımda ne şekilde
ve ne derecede etken olduğunun ortaya çıkarılması, adil yargılanma hakkının
gereğidir.Yıkılan binaların hangi sebepten yıkıldığı net olarak ortaya
konulmadan, yıkım sebepleri ve sorumluluk zinciri tespit edilmeden, bazı
eksiklikler nedeni ile bilirkişi raporlarında yıkımda kusurlu olarak gösterilen
tasarım, yapım ve denetimden sorumlu meslektaşlarımız halen cezaevlerinde
tutuklu bulunmaktadır. Görülen odur ki yıkılan ve hasar gören on binlerce
yapının sorumlulukları meslektaşlarımızın omuzlarına yüklenmeye
çalışılmaktadır. İmar afları, planlamalar, zemin seçimleri, denetimsizlik, vb. sistemsel
zafiyet ve sorunlar göz ardı edilip, siyasi ve idari kararlar yok sayılıp,
sadece meslektaşlarımızın kovuşturmaya tabi tutulmaları, adaleti sağlamaktan
ziyade yeni adaletsizliklere yol açmaktadır. Halkın sağlıklı ve güvenli bir şekilde
yaşamasından sorumlu olan devlet yöneticileri sorumluluklarından kaçınamazlar.
6 Şubat depremlerinin yıkımının sorumluluğunu meslektaşlarımızın üzerine yıkıp
gerçek sorumluların gizlenmesi çabalarına en yüksek sesle itiraz ediyor, gerçek
ve adil bir yargılama talep ediyoruz."
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.