Migrene dikkat
SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Münife Neyal, her yaşta ortaya çıkabilen migrenin toplumda oldukça sık görüldüğünü söyledi....
Prof. Dr. Neyal, migrenin, ataklar
şeklinde gelen, kendine özgü belirtileri bulunan baş ağrısı dönemleri ile
karakterize bir durum olduğuna dikkat çekti.
Migrenin kişisel yatkınlık
zemininde ortaya çıktığına ve başka bir hastalığa bağlı olmadığına vurgu yapan
Prof. Dr. Neyal, “Çoğu hastada ağrı başka bir uyarı olmaksızın başlar, ancak
bazı hastalarda ağrı başlamadan önce ortaya çıkar. Ağrının geldiğini haber
veren belirtiler vardır" dedi.
Migren tanısının hastadan alınan
tıbbi öykü ve muayene ile konulduğunu belirten Prof. Dr. Neyal, “Ağrının ne
kadar zamandır olduğu, ataklarla gelip gelmediği, sıklığı, bir atağın süresi,
ağrının karakteri, başladığı bölge, başlama, ilerleme ve sonlanma özellikleri,
ağrıyla birlikte bulunan durumlar, ortaya çıkmasını kolaylaştıran faktörler
gibi birçok özellik ağrının migren özelliklerine sahip olup olmadığını gösterir"değerlendirmesini
yaptı.
Prof. Dr. Neyal, kan tahlilleri,
beyin MR’ı gibi tetkiklerin tanı amacıyla değil, migreni taklit edebilecek ve
bazıları hayati öneme sahip hastalıklara ilişkin şüphelerin dışlanması amacıyla
değerlendirildiğini kaydetti.
Migren ataklarında ağrı başlarken
hafif veya orta şiddette olabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Neyal, şöyle devam
etti:
“Erken dönemde ilaç alınmamışsa
sonraki saatlerde zonklayıcı karakter kazanır ve çok şiddetli hale gelir.
Eğilmek, kalkmak, öksürmek, başı sallamak gibi herhangi bir fiziksel aktivite
yapılması baş ağrısını çok şiddetlendirebilir. Kişiler bunu bazen ‘öne
eğildiğimde beynim dışarı akacak gibi hissediyorum’ şeklinde ifade ederler.
Ağrı aynı kişinin farklı ataklarında bazen sağ, bazen soldan olmak üzere tek
taraflı başlayabilir."
Ataklarda ışık ve sesten aşırı
rahatsız olma, bulantı veya kusma da görüldüğünün altını çizen Prof. Dr. Neyal,
şu bilgileri paylaştı:
“Kokulara karşı şiddetli
duyarlılık olabilir. Huzursuzluk, iştahsızlık, isteksizlik, hareketlerin
beceriksizleşmesi, bağırsak hareketlerinde değişiklikler, dikkat dağınıklığı,
konuşurken doğru kelimeleri bulmada zorluk gibi farklı belirtiler ortaya
çıkabilir. Bu belirtilerin her hastada hatta aynı kişinin bütün ataklarında
ortaya çıkması gerekmez. İlaç alınmamış bir atak dönemi en az 4 saat en çok 72
saat sürer ancak büyük çoğunlukla 24 saati aşmaz."
Migren atağının ortaya çıkmasını
kolaylaştıran durumlara değinen Prof. Dr. Neyal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Açlık, uyku düzen değişiklikleri
(Alışılandan az ya da çok uyumak), parlak ışıklar, ağır kokular gibi şiddetli
duyusal uyaranlara maruz kalmak, sigara içmek veya içilen ortamlarda bulunmak,
raf ömrünü uzatan bazı maddeleri barındıran yiyecek ve içecekler, alkol
(Özellikle fermente içkiler), işlenmiş veya konserve yapılmış etler vb.
yiyecekler, doğum kontrol hapları gibi bazı ilaçların kullanılması atağın
ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir. Kişilerin ataklarını kolaylaştıran
durumları fark ederek, uzak durmaları atak sayısını azaltacaktır. Baş ağrısının
sıklığı, şiddeti ya da karakteri değişirse mutlaka bir nöroloji uzmanına
başvurmak gerekir. Bu durumda ayırıcı tanı açısından hastaların tekrar
değerlendirilmesi gerekir. Eğer baş ağrısına neden olabilecek başka bir
hastalık gelişmişse bunun tedavisine öncelik verilir."
“Tedavide amaç baş ağrısının ömür
boyu olmamasını sağlamak değildir. Böyle bir tedavi biçimi bugüne kadar
keşfedilmedi" diyen Prof. Dr. Neyal, sözlerini şöyle tamamladı:
“Tedavini amacı atakların şiddet
ve sıklığını azaltarak yaşam kalitesini ve özel yaşam, iş ve okulda günlük
işlevselliği artırmaktır. Tedavi yanıtında kişisel faktörler önemlidir. Aynı
ilaçtan bazı hastalar daha düşük dozda fayda görürken, bazıları daha yüksek
dozda fayda görür. Tedavi sırasında hastaların düzenli takibi ve tedavi
etkinliğinin değerlendirilmesi, bireysel doz ayarlamaları tedavi başarısında
önemlidir."
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.