Karayılan'ın şehadetinin101.sene-yi devriyesi;

Karayılan'ın şehadetinin101.sene-yi devriyesi

1920 Ocak Ayından itibaren Antep-Maraş yolundan geçmeye çalışan Fransız kuvvetlerinin yüreğine korku salan Karayılan, şehadetinin101.sene-yi devriyesinde rahmetle anılıyor....

 

1920 Ocak Ayından itibaren Antep-Maraş yolundan geçmeye çalışan Fransız kuvvetlerinin yüreğine korku salan Karayılan Antep şehir içi savaşlarının ancak 54 günlük bir kısmına iştirak edebildi. Fakat gösterdiği candan gayret ve kahramanlıklarla hepimize en iyi örneklerden biri oldu.

Minarelerimizde okunan ezanı Muhammedi susmasın, ay yıldızlı bayrağımızı göklerden inmesin diye henüz 32 yaşında şehit düştü. Adı halkımız arasında unutulmayıp efsanelere karıştı, hakkında şiirler yazıldı, şehadeti üzerine ağıtlar yakıldı ve türküler söylendi. 

KARAYILAN’IN SAMSAKTEPE TAARRUZUNDA ŞEHADETİ

Kalabalık bir muhafız kuvvetiyle Kilis’ten Antep’e hareket eden büyük bir Fransız nakliye kolu milli kuvvetler tarafından Akbaba tepelerinde karşılanmıştı. Kanlı çarpışmalar akşama kadar bütün şiddetiyle devam etmiş, düşmana önemli kayıplar verilse de milli kuvvetler de hayli yaralı ve şehit vermişti. Şehitler arasında Yedek Teğmen Mahmut Söylemez de vardı. Düşmanın sayı üstünlüğü ve ateş kudreti karşısında, cephane yetersizliği sebebiyle milli kuvvetler akşamüzeri geri çekilmek zorunda kaldı.

23-24 Mayıs gecesi Fransız kuvvetleri Samsaktepe gerisinden (bugünkü Karayılan Mahallesi’nin olduğu bölge) geceleyin ağırlığını geçirirken milli kuvvetler tarafından ateş altına alındı. Gecenin karanlığında neye uğradığını şaşıran düşman, yalnız araba hayvanlarını kurtarıp arabalarını dolu olduğu halde yol üzerinde bırakıp kaçtı.

Sabahleyin mezkûr arabaları aldırmak üzere ufak bir müfreze gönderildi. Ve erzak yüklü arabalar neferler tarafından sürüklemek suretiyle şehre getirildi. Daha ileride bulunan bir kaç arabayı da getirmek üzere iken meseleyi sonradan haber alan silahlı ve silahsız bir takım başıbozuk kimseler bu muvaffakiyetin neşesiyle Samsaktepe civarına koştular. Bu gibi zamanlarda ateş hırs ve intikamını söndürmek sevdasıyla kendilerini tehlikeye atan Antep kahramanlarına beyhude telefat can kaybı verilmemesi için vaki olan uyarılar da fayda vermedi.

Ahalinin gayrı muntazam bir surette Samsak Tepe'ye hücum etmelerini gözetleyen Fransız kuvvetleri hemen siperlere dağılarak ateşe başladılar. Bu esnada Karayılan oğlu Molla ve Boyno oğlu Memik Ağa kuvvetlerinin harbe iştirak etmeleri bu gayri muntazam çarpışmayı bir kat daha şiddetlendirdi. Şiddetli çarpışma 2-3 saat kadar devam etti ve neticede beyhude yere yirmiyi aşkın şehit ve yaralı vererek pişmanlıkla geri çekildi. Çarpışma sırasında en güzide çete reislerinden Karayılan oğlu Molla kalbinden aldığı bir piyade mermisiyle şehit oldu.

KARAYILAN'IN NASIL ŞEHİT OLDUĞUNU KARDEŞİ ŞİRO MAMO ANLATIYOR:

Öğleye doğru idi, mezar taşlarının arasından geçerek Samsaktepe civarına geldik. (Şimdi Türkmenler Mahalllesi’nde bulunan Mevlana Camii çevresi). Bizden başka bazı Antep çeteleri de bu hücuma katıldılar. Ağabeyim Mulla, çetesine savaş nizamı verdikten sonra, yüksek sesle tepeyi almamız gerektiğini söyleyerek elindeki makinalı tüfekle en önde ileri atıldı ve tepeye doğru tırmanmaya başladı. Bu sırada bizi fark eden düşman da şiddetli bir ateşe başlamıştı.

Tam bu sırada ağabeyim Mulla'nın sarsılarak yere yıkıldığını gördük. Derhal yanına koştuk. Ses vermeden elleri ile belinde sakladığı bombaları göstererek, düşmanı işaret ediyor, kendini bırakıp hücuma devam etmemizi istiyordu. Fakat hücumu düşünen kalmamıştı. Çünkü Karayılan çetenin her şeyi idi. Hiç kimse onun öldüğüne inanmak istemiyordu. Belki bir ümit olur diye kucaklayarak, ağlaya ağlaya, Şeyh Camii’ndeki hastaneye koştuk. Karayılan’ın göğsünden kanlar akıyordu adeta kızıl kana bulanmıştı.

Şeyh Camiinde Doktor Mecit Bey, Karayılan’ı muayene etti.

Sol meme üzerinden giren bir kurşunun kalbe isabet ettiğini, Karayılan’ın kurtulmasının mümkün olmadığını bildirdi. Ağabeyim Mulla şehit düştüğünde üzerinden üç el bombası, bir tabanca, iki fişek, bir kalem, birkaç yaprak kâğıt, bir küçük Kuran-ı Kerim ile dört gümüş mecidiye çıkmıştı. Gözyaşları arasında namazı kılındı ve Şeyh Camisi yanına defnedildi. Mezara konulduğu sırada kan akmakta devam ediyordu, mezar toprakları da kanları ile sulandı.

KAYNAKLAR

Ali Nadi Ünler, “Gaziantep Müdafaası”, Gaziantep Halkevi Broşürü, Gaziantep, 1935

Lohanizade Mustafa Nureddin, Hubb-i İstiklalin Abidesi: Gazi Ayntâb Müdafaası, İstanbul, 1924

Sahir Uzel, Gaziantep Savaşı’nın İç Yüzü, Ankara 1952

Mehmet Solmaz, Karayılan, Gaziantep Kültür Derneği Kitap ve Broşür Yayınları, Gaziantep, 1964

Cahit Tanyol, Cahit Tanyol, Mamato, İstanbul, 2018

Mehmet Fatih Bozkurt

Kaynak:

İlgili Konular :
İlgili Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum