Yılmazkaya, koronavirüsle mücadele kapsamında yetersiz de olsa ekonomi alanındaki tedbirlerin yanı sıra uygulanan e-hacizlerin, zor şartlar altında ayakta durmaya çalışan işletmeleri ekonomik ve finansal açıdan hareket edemez hale getirdiğini belirtti.

Yılmazkaya, “Bankaların e-haciz uygulaması yasal mevzuatın dışında maksadını aşmakta, sadece borca karşılık gelen miktar değil işletimlerin ve şirketlerin tüm haspalarına bloke koyan bankalar bu uygulamayla reel sektördeki ekonomik hareketliliğe büyük darbe vurmaktadır.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 62 inci maddesinin 1. fıkrasına göre “…amme alacağına yetecek miktarı tahsil dairesince haczolunur” hükmü açık bir şekilde kanunda yer almasına rağmen bankaların pratikteki uygulamaları yasaya aykırılık teşkil etmektedir.

Kanunda borç tutarı kadarına bloke konulması gerektiği yazmasına rağmen, bankalar bütün hesaplara ve bu hesaplardaki bütün paralara bloke koyarak şirketleri ekonomik ve finansal anlamda bağlamaktadır. Buda birçok firmanın batışına ve finansal krize girmesine yol açmaktadır. Sadece borç tutarı kadar e-haciz konulması ya da borç tutarının hesaptan tahsil edilmesi gibi bir uygulamanın aslına daha uygun olacağı tartışılmaz bir gerçektir.

Bu pandemi sürecinde şirketler kirasını mı ödesin, çalışanların ücretlerini mi ödesin, temel ihtiyaçlarını mı gidersin, faturalarını mı ödesin, ailesini mi geçindirsin, sigorta ve vergi borcuna mı para bulsun yoksa e-hacizlerle mi uğraşsın?

Tüm dünyada pandemi ilan edilen ve ülkemizi adeta ekonomik anlan da dar boğaza sürükleyen bu süreçte, vadesi geçmiş sigorta ve vergi borçlarının ödeme emri ve elektronik haciz işlemi uygulamalarının salgın süresi boyunca durdurulması gerekmektedir. SGK ve vergi daireleri halen vatandaşa ödeme emri göndermekte ve elektronik haciz uygulamasına devam etmektedir. Hazine ve Maliye Bakanlığının bu yanlış uygulamanın ortadan kaldırılması için biran önce harekete geçmesi gerek” ifadelerin kullandı.  

Çalışmayan işyeri borçlarını nasıl ödesin?

Yılmazkaya, “Aylardır iş yapamayan işletmelerin ve şirketlerin kapısına dayanan vergi ve SGK borçları,  yapılan e-hacizlerle özel sektörün elini kolunu bağlamakta, iş yapmasını engellemektedir.

Elektrik, doğalgaz ve su faturalarının yanı sıra devletin talep ettiği vergi ve SGK’lar, pandemi sürecinde kapalı olan ve iş yapamayan işletmelerin önünde büyük bir sorun olarak beklemekte.

Sigorta ve vergi borcu yükünün altında ezilmekte olan esnaf ise vergilerin ve faturaların iptal edilmemesi yüzünden korona salgının yarattığı zorlukları daha da ağır yaşamaktadır.

Bu hassas süreçte, ekonomik olarak zor bir dönemden geçen esnafa, işletmelere ve şirketlere destek yerine sadece borçların ertelenmesi yönündeki adımlar, bugünlerde normalleşme sürecinde esnafın ve işletmelerin borç yükünden kurtulamadığını, suni politikalarla bu yaşanan durumun geçiştirildiğini göstermektedir.  

Dükkânı kapalı olan esnaftan ve işletmelerden kira stopajı, çevre-temizlik vergisi, eğlence vergisi, tabela-reklam vergisi, SGK primleri alınmaktadır. Telefon, elektrik, su, internet, doğalgaz ve GSM operatörlerine olan mevcut borçları ertelemediği gibi ödenmediği takdirde açma kapama bedeli alacaklarını abonelerine bildirmektedir” dedi.

Özel Sektörün Ekonomik Kaybı Çok Fazla!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’a seslene Yılmazkaya, işletmelerin kamuya olan tüm borçlarının yeniden yapılandırılmasıyla ilgili çağrıda bulundu.

“E hacizlerle hesaplara konan blokeler, işletmelerin önünde büyük engel. Devlet özel sektörün pandemi sürecinde yaşadığı sıkıntıları göz önünde bulundurmalı, vergi ve SGK borçlarını biran önce yapılandırmalı. Bu pandemi sürecinde işletmeler, esnaf ve şirketler çalışmadığı için vergiyi ödeyecek parayı kazanamadığından dolayı ekonomik toparlanma adına işletmelere verilecek en önemli destek, mevcut vergi ve SGK borçlarının yapılandırılması olacaktır.

 İşletmelerimiz maaş, kira, kredi ödemesi, üretim için gerekli hammadde temini gibi hayati öncelikli ödemelerden dolayı vergi ödemelerini ertelemek zorunda kalıyor. İşletmelerin, esnaf ve tüccarların kamuya olan borçlarının faizi silinerek, anaparanın 2 yıldan az olmamak kaydıyla taksitlendirmesi yapılmalıdır. Normalleşmeye adım adım başladığımız bu dönemde, işyeri kapalı kalan özel sektörün ekonomik kaybı çok fazla. Ödenemeyen çek ve senetler, elektrik, su, doğalgaz faturaları ve kira borçları işletmelerin üzerinde büyük bir yük olarak ödenmeyi bekliyor.

Haziran ayından itibaren biriken vergi ve SGK pirimler ödenmeye başlanacak. Esnafın ve işletmelerin bu borçları ödeyecek gücü kalmadı. Bu nedenle kamuya olan tüm borçlar yeniden yapılandırılmalı. İşletmelerin ayakta durması ve devletin vergi gelirlerini sürekli kılabilmesi adına vergi ve SGK borçlarının biran önce yapılandırması gerek” ifadelerini kullandı.