Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji
Üniversitesi’nde öğrenciler, İsrail'in Gazze'ye saldırılarına tepki ve
Filistinlilere destek amacıyla kampüste nöbet eylemi başlattı. GİBTÜ Rektörü
Prof. Dr. Şehmus Demir de öğrencilere destek verdi. Demir, insanlığın dibe
vurduğu bir dönemde yaşadıklarını ve Filistin halkının tüm dünyanın gözlerinin
önünde katledildiğini söyledi.
GİBTÜ öncülüğünde öğrenci toplulukları tarafından organize edilen etkinlikler 2 gün sürdü. Etkinlik kapsamında sinevizyon gösterimi, konser, söyleşi gerçekleştirildi. "Filistin İçin İnsanlık Direniyor, Durma Harekete Geç Küresel İntifada", "Soykırıma Hayır", "Gazze'de İşgale Son", "Filistin İçin Kampüsler Ayakta", "Özgür Filistin", "Susma" yazılı pankartlarla Türk ve Filistin bayrakları açıldı. İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına tepki göstermek ve ABD ile Avrupa'nın çeşitli üniversitelerinde Filistin için devam eden eylemlere destek vermek için nöbet başlatıldı. GİBTÜ kampüsünde kurulan çadırlarda bir araya gelen öğrenci ve akademisyenler, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına tepki göstererek, Gazze'de yaşanan insanlık dramının son bulması için uluslararası topluma çağrıda bulundu.
Öğrenci topluluklarının GİBTÜ Kampüsü'nde gerçekleştirdiği "Soykırıma Karşı Çadır Nöbeti"ne destek veren Rektör Prof. Dr. Şehmus Demir, “Bu dava artık sadece İslam davası olmaktan çıktı, insani bir krize dönüştü. Biz çok büyük bir testten geçiyoruz. Filistinliler imtihanı başarıyla götürüyor. Asıl başarısızlıkla süreci yürüten ve imtihanı kaybeden bizleriz. Çaresiz bir şekilde izleyen bizleriz. Dolayısıyla artık oturup üzerimize düşenleri ciddi anlamda sorgulamamız, duruşumuzu sorgulamamız, din ile olan iletişimimizi sorgulamamız gereken bir noktada olduğumuzu hepimiz bilmemiz gerekiyor" dedi.
“Gazze için buradayız. Filistin için buradayız. Yapılması gerekenleri fiilen yapmamız gerekiyor" diyerek konuşmasını sürdüren Rektör Demir, “Bir toplum kendini dönüştürmedikçe, değiştirmedikçe, değişime uğratmadıkça Allah o toplumu değiştirmez. Oysa biz hep Allah’a dua ediyoruz. Allah’ım bizi değiştir, Allah’ım bizi dönüştür, Allah’ım şu Müslümanların halini görüyorsun değiştir bunları, daha iyi bir hale doğru evir diye dua ediyor bütün Müslümanlar. Oysa ilke açık: siz kendinizi dönüştürmüyorsanız Allah sizi neden dönüştürsün, değiştirsin? Demek ki sorun kimde, bizde. Süslü cümleler, sloganlar hepsinin bitip tükendiği bir noktadayız. Hepsi bitti, her şey söylendi ve bütün dünya ayakta. İnsanlık tarihinin çok nadir gördüğü, belki de hiç görmediği düzeyde bir zulüm, bir alçaklık, bir haddi aşma söz konusu bütün dünyanın gözleri önünde. Önemli olan burada bizim durduğumuz nokta. Eğer şu anda biz Müslümanlar olarak bütün dünyada mezhebimizden, siyasi görüşümüzden, duruşumuzdan, söylemlerimizden dolayı birbirimizi ötekileştiriyorsak hatta bazen yer yer tekfir ediyorsak ve bir bütün olarak Müslüman dünya ayrışıyorsa sonra da Filistin’in kurtuluşu için dua ediyorsak, burada bir sorun vardır. Öncelikle aramızdaki problemleri, ayrışmaları, ötekileştirmeleri bir kenara bırakıp birleşmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı.