Yarım asırlık aşk hikayesi

Gaziantep’te ikamet eden Ahmet Kılavuz (82), 57 yıllık eşi Sabiha Kılavuz’a (79) ileri seviye alzaymır teşhisi konmasının ardından onu bir an olsun yalnız bırakmıyor. Hastalığı yavaşlatmak ve sosyalleşmek için Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Moral Evi’ne giden çift, hem tedavi oluyor hem de o eski güzel günlerini merkezde yeniden yaşıyor.


Gaziantep’te Ahmet ve Sabiha Kılavuz çifti 57 yıl önce ailelerin kararıyla görücü usulü hayatlarını birleştirdi. Ahmet, ailesinin bu kararını henüz bir yıllık askerken öğrendi. Söz hakkı tanınmayan Ahmet, ileride güçlü bir gönül bağı kuracağı Sabiha ile mektuplaşmaya başladı, birbirlerini tanıdılar ve tanıdıkça daha çok sevdiler birbirlerini…

 

Ünlü şair Cemal Süreya’nın, “Ben senin; sevgilin, eşin, baban, ağabeyin, arkadaşınım. Biri bitse biri kalır. Seni hiç bırakmayacağım" dizelerini yarım asırlık birlikteliklerinde kelimesi kelimesine yaşayan Kılavuz çifti, şimdilerde yaşın verdiği alzaymır rahatsızlığı dolayısıyla ve sosyalleşmek için Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Moral Evi’ne her çarşamba misafir oluyorlar.

 

2018 yılında hizmete giren Moral Evi, bugüne kadar yüzlerce alzaymır hastasına yol arkadaşı oldu. Hastalığın ilerleme hızını yavaşlatmaya yönelik bir tedavi yolunun izlendiği merkezde, danışanlar aynı zamanda sosyalleşme imkanı da buluyor. Kişinin tanısına göre farklılık gösteren tedavi yöntemlerinin uygulandığı merkezde, tedavi programları 5 ila 8 saat arasında değişiyor. Büyükşehir, ayrıca danışanlara merkeze geliş ve gidişlerde ulaşım hizmeti de sunuyor.

 

İleri seviye alzaymır hastası olan Sabiha Kılavuz’un en büyük destekçisi eşi Ahmet Kılavuz, Moral Evi’ndeki üç yıllık tedavi sürecinde eşini bir an olsun yalnız bırakmıyor. Bahçe bakımında olduğu kadar eşinin akıl oyunlarında da başarılı olduğunu ifade eden Kılavuz, “Sabiha hanımın rahatsızlığı 2015 yılında başladı. Yavaş yavaş fark ettik rahatsızlığını. Önce unutkanlıklar başladı; gideceği yeri, alacağı şeyi bilmedi. ‘Ne alacaktım, ne yapacaktım, ne ettim, şu nasıl oluyordu, bunun adı neydi?’ gibi soruları gün geçtikçe arttı. Hiç böyle olacağını tahmin etmiyordum. Tatlı günleri özlüyorum, ne desek boş” dedi.

Sabiha Kılavuz’un hastalığı sonrası hayatlarının büyük oranda değiştiğini anlatan eşi Ahmet Kılavuz, “Eşimin çamaşırına bakıyorum, üstüne bakıyorum, yemeğine bakıyorum. Kahvaltısını hazırlıyorum. Allah ne kadar kısmet ederse, ömrümüz yettiğince, ölünceye kadar eşime bakarım" diyor.

 

Her fırsatta Sabiha Kılavuz’a olan sevgisini dile getiren Ahmet Kılavuz, “Çok sevdim. Sabiha Hanımı çok sevdim. Güzel, tatlı günlerimiz oldu. Çok iyi günlerimiz oldu. Sabiha ile 57 yıldır aynı yastığa baş koyuyoruz. Kafa dengiyiz. Sana ne diyeyim, bizdeki bu uyumu başkasında görmedim. Bunca zamandır birbirimizi kırmadık. Saygı çok önemli. Sevgi de bambaşka" diye konuştu.

 

Gaziantep’te bir evleri olduğunu ama Oğuzeli’ndeki bahçeli evlerinde ikamet ettiklerini dile getiren Ahmet Kılavuz, “Sabiha bahçede geziyor, dolaşıyor, otları yoluyor. Ben de rahat ediyorum, kendi de rahat ediyorö derken de eşinin rahatını, huzurunu düşünüyor.

 

Ahmet Kılavuz bir ömrü birlikte geçirdiği eşi Sabiha'nın son zamanlarda sadece çocuklarıyla bir araya geldiğinde ve Moral Evi’nde kendisini mutlu hissettiğini söylüyor:

 

“Buradaki arkadaşlarıyla karnındaki sancısını bile unutuyor, rahatlıyor. Burada türkü söylüyorlar, şarkı söylüyorlar, Türk sanat müziği söylüyorlar.  Jimnastik yapıyor, hareket yapıyorlar, ondan sonra boyama boyuyorlar. Örgü örüyorlar. Arkadaşlarıyla konuşuyorlar işte, vakit güzel geçiriyor burada. Burada kendini daha rahat hissediyor."

 

Moral Evi’ndeki tedavi sürelerinin 4 ila 5 saat arasında değiştiğini anlatan Ahmet Kılavuz, “Ben de eşimle beraber seanslara giriyorum. Kendisiyle oturuyorum. Kendisiyle beraber sohbete dalıyorum. Burada birlikte spor yapıyoruz. Koşu bandına yürüyüş yapıyoruz. El işler, boyama işleri, zeka oyunları etkinliklerine katılıyoruz. Vaktimiz güzel geçiyor burada" dedi.