GTO üyelerinin Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen ihale ve satın alma süreçlerine dâhil olmalarını sağlamak amacıyla düzenlenen eğitim programının açılışında konuşan GTO Başkanı Tuncay Yıldırım, küresel ekonomide yaşanan sıkıntıların Türkiye’de de derinden hissedildiğini fakat bu süreci yönetmek adına fırsatlar yaratmaya, aksiyon almaya çalıştıklarını belirtti.
Yıldırım, “ Salgın, savaş, enerji krizi, emtia fiyatlarında dalgalanma, yüksek enflasyon, tedarik sıkıntıları… Bu durumdan gelişmiş ülkeler de gelişmekte olan ülkeler de yara alıyor. Türkiye de alıyor… Ne yazık ki biz de bu yaralar biraz daha derin. Hem işletmeler hem de bireyler olarak derinden etkilendiğimiz bu süreci yönetmek, belki fırsatlar yaratmak ve geleceğimiz için aksiyonlar almaya çalışıyoruz. Şehrimiz COVID-19 salgınında küresel tedarik zincirlerindeki aksaklıklardan avantaj sağlamayı başardı" dedi.
Dünyada ekonominin yeniden şekillendiğini, bu yeni ekonomide de ‘yakından tedarik’ sisteminin tercih edildiğini vurgulayan Başkan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İşte, almaya çalıştığımız aksiyonların başında; bu yeni tedarik zincirinin en güçlü halkası olabilmeyi hedeflemek gelmeli. Örneğin, Gaziantep neden Birleşmiş Milletlerin aktif bir tedarikçisi olmasın? Üretim altyapısı var, ürün çeşitliliği var, ihracat tecrübesi var… Dünyanın neredeyse her ülkesine ihracat yapan bir şehir elbette Birleşmiş Milletler ile de ticari partnerlik yapabilir. Ama tüm bu deneyim, birikim ve potansiyelimize rağmen Birleşmiş Milletlerin tedarik zincirinde arzu ettiğimiz yeterlilikte yer alamıyoruz."
BM tedarik zincirinde istenilen seviyede yer alamama nedenlerini GTO olarak araştırdıklarını belirten Yıldırım, “Hem yıllardır birçok projede çözüm ortağımız olan Birleşmiş Milletler yetkilileri hem de üye işletmelerimizden aldığımız geri bildirimler gösterdi ki; bunun en önemli nedeni bilgi eksikliği. İşletmelerimizin Birleşmiş Milletler prosedürleri ve alım sürecine nasıl dâhil olacaklarına dair bilgi eksikliği var. Biz de bu eksiliği gidermek, Gaziantepli üretici ve ihracatçı firmalarımızın BM Alım Süreçlerine dâhil olarak tedarikçi konumuna gelmelerini desteklemek için bu eğitimi düzenledik. Eğitimin düzenlenmesindeki iş birliklerinden dolayı Odamızın çözüm ortaklarından Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Ofisi’ne gönülden teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
Eğitim öncesinde konuşan UNDP Satın Alma Birimi Yöneticisi Seçil Avcı ise eğitim programını düzenlemelerindeki tek hedeflerinin BM ihalelerinden daha fazla Türk firmasının faydalanması olduğunu söyledi.
Avcı, “Öncelikle bu eğitimde emeği geçen başta Ticaret Odası olmak üzere herkese teşekkür ediyorum. UNDP olarak bizim bu eğitimde tek bir hedefimiz var. BM ihalelerinden ne kadar çok Türk firma yararlanırsa o kadar memnun oluruz. Birleşmiş Milletlerin satın alma hacmi çok büyük. Yaklaşık 30 milyar dolarlık bir hacim söz konusu. Bu satın almalardan da Türk firmalarının max. düzeyde yarar sağlaması gerekiyor. BM çok çeşitli ürün ve hizmet alımı yapıyor. Yani BM’ye pek çok ürün satılabilir. Yeter ki ihale süreçleri doğru yönetilsin. İhaleye katılım ve dokümanlar hakkında bilgi sahibi olunsun" şeklinde konuştu.
BM ihalelerine başvuru dilinin İngilizce olduğunu ve Türk firmaların en çok bu anlamda sorun yaşadığını da ekleyen Avcı, konuşmasının ardından sunum gerçekleştirerek ihale katılım süreci ve dikkat edilmesi gerekenler hakkında GTO üyelerini bilgilendirdi.