SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu’nun hikayesinin ele alındığı videoda konuşan Konukoğlu, “Bize yurtdışında yatırım yapmamız için teklifler geliyor. Bunlara çok sıcak bakmıyoruz. Başka bir ülkede yeni bir iş yeri açmayı hiç içime sindiremiyorum” diye konuştu.
KISA FİLME DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
Gaziantep Sanayi Odası Onursal Başkanı ve SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu’nun, başarıya giden yolculuğunu dile getirdiği anlar, Türkiye İhracatçılar Birliği’nin katkılarıyla kısa filme dönüştürüldü. Konukoğlu, “İyi satıcı kovulmaktan korkmaz. Kapıdan kovsa pencereden, pencereden kovsa kapıdan gireceksiniz” dedi. Konukoğlu iş dünyasına ilişkin firmalarını başarıya taşıyan öğütleri ve hikayeleri Türkiye İhracatçılar Birliği’nin katkılarıyla kısa film olarak sundu. Filmde açıklamalarda bulunan Konukoğlu, “İlk ihracatımızı hatırlıyorum. Eskiden Gaziantep’te hiç İngilizce bilen kimse yoktu. Kolejde İngilizce Öğretmenliği yapan Nail Bey isimli bir hocamız vardı, mektup geldiği zaman ona okuturduk. Mektuba verilecek cevabı yazardı, bir gün sonra cevabımızı karşı firmaya gönderirdik. İyi satıcı kovulmaktan korkmaz. kapıdan kovsa pencereden, pencereden kovsa kapıdan gireceksiniz. Şu anda 115-120 ülke ile ihracat yapıyoruz, 10 ülkede temsilcimiz var” dedi.
GÖZ BEBEĞİM TEKSTİL
Konukoğlu, açıklamalarının devamında, “Sani Konukoğlu’nun oğluyum, 1948 yılında Daracık Mahallesi’nde Zambak Çıkmazı, 2 numaralı evde dünyaya geldim. Şehreküstü, dokumacı esnafının yüzde 95’i o bölgede yetişmiştir. Babamın girişimleri ile el tezgahından motorlu tezgahlara dönüşüm başladı. Kentte motorlu tezgahı ilk getirenlerden bir tanesi babamdı. Göz bebeğim tekstildir. Tekstili hiçbir sektöre değişmem. Tekstil sektörünün içinde büyüdük. Hiçbir şeyim olmasın Tekstil olsun bana yeter. İki yıl zarar edersin ama bir yıl içerisinde tüm zararlarını telafi edersin. Sabır isteyen bir meslek, mesaisi çok olan bir meslek. SANKO Holding bünyesinde 14 sektörümüz var, en meşakkatlisi, en takip edilmesi gerekeni tekstildir. Tekstil sektöründe hemen her kademede çalıştım. İlk işe başladığımda 6 ay yerleri süpürdüm. Babam, ustama teslim ederken, ‘Eti senin, kemiği benim. Eğer buna benim oğlum diye bakarsan, sana hakkımı helal etmem’ dedi. Bana ise, “Burada baba yok, patron var. Bu saatten sonra baba yalnızca evde, dedi” ifadelerini kaydetti.
İÇİME SİNDİREMİYORUM
Yurt dışından yatırım teklifleri geldiğini aktaran Konukoğlu, “Öylelikle 6 ay boyunca atölyede yerleri süpürdüm. Kademe kademe işletmelerde 15 yıl boyunca fiilen çalıştım. Sanatı, işletmeyi seviyordum. Eskiden el tezgahı ile satılan işleri satıyorduk, sonrasında havlu işine girdik. Öncesinde mağarada iplik üretirdik, klima masrafı yoktu ve iplik çok güzel çıkardı. 250 kişi mağaranın içerisinde çalışıyorduk. 1964 yılında iplik tesisi kuruldu. Tesislerimiz büyüdü, İnegöl ve Adıyaman’a tesisler kurduk. Babam vefat ettiği dönemde 7 bin civarında işçimiz vardı, şu anda 15 bin civarında işçimiz var. 14 sektörde de faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Zaman zaman yurt dışında da yatırım yapmamız konusunda teklifler geliyor ancak biz buna sıcak bakmıyoruz. Başka bir ülkede işletme açmayı hiç içime sindiremiyorum. Yalnızca Afrika’da küçük bir çimento işletmemiz var. O da Gaziantep’ten çimento ihraç etmek için var. Türk bayrağının dalgalandığı her yerde yatırım yaparım. Bunların içerisinde de tercihim Gaziantep’tir. Öncelikle Gaziantep’e bakarım, burada yapamıyorsam komşu illere bakarım” dedi.
SERMAYE ÜLKENİN SERMAYESİDİR
Konukoğlu, sermayenin ülke sermayesi olduğuna dikkat çekerek, “Komşu illerde de o imkan yoksa başka illerimizde yatırım yapmaya bakarım. Türkiye Cumhuriyeti içerisinde yatırım yapmak isterim. Bundan 30-40 yıl sonra bizim çocuklarımız yurt dışına açılmayı ister mi bilmiyorum. Umarım istemezler, Türkiye’nin çok işe ihtiyacı var. Eğer bir sermayeyi elde ediyorsanız, bu sermaye Türkiye’nin sermayesidir. Burada kalması, iş yeri açması, buradaki insanların iş bulması gerekiyor. Zaman zaman yurt dışına yatırım yapmamız konusunda teklifler geliyor. Bunlara çok bakmıyoruz, başka bir ülkede yeni bir iş yeri açmayı hiç içime sindiremiyorum” dedi.
GAZİANTEP’İN EN SEVDİĞİM YÖNÜ SANAYİCİLİK
Öğrencilere konferans verdiğini de hatırlatan Konukoğlu, “Gaziantep’in en sevdiğim yönü sanayicilik ruhu ve insanların birbirine saygılı oluşu. İşçilerimizle ve halkımızla diyalog halindeyiz. İşçilerim ve memurlarımla arkadaş gibiyimdir. Geç kaldığım zaman babamın fotoğraftan bana ters baktığını hissediyorum. Sabah 6.00’da işe başlarız, çünkü saat 07.00’de vardiya değişecek, bunun öncesinde tüm raporlar incelenmeli, sorunlar tespit edilmelidir. Türkiye’nin birçok üniversitesinde defalarca konferans verdim. Öğrencilerin gözlerindeki o ışığı görüyorum. Ben okumadım ama Allah bana Üniversite kurmayı nasip etti. Tabi ki büyümenin sırlarından bir tanesi dürüst olarak çalışmak. Babamın da dediği gibi, “İşin hilesi dürüstlüktür. Hile yaptığın zaman bir kez kazanırsın, müşteri bir daha senden mal almaz. Onun için malınız arkasında durun, arızalı bir mal varsa bunu hemen alın, müşteri ile tartışmayın” derdi. Prensiplerimiz, dürüst olmak, sözünde durmak, insanlarla iletişim halinde olmaktır. Gaziantep’te bir vakfımız var, bu vakfımız üzerinden yardım yapmak için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Gaziantepliler, bunları biliyor” dedi.