Bugün, Millî Mücadelemizin önderi ve Cumhuriyetimizin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, ebediyete intikalinin 82'nci yıl dönümünde saygı ve şükranla anıyoruz.
ANITKABİR ZİYARETÇİLERİYLE BULUŞACAK
1938 yılının 10 Kasım'ında kaybettiğimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk, her yıl olduğu gibi bu yıl da büyük bir özlem ve sevgiyle anılacak. Anıtkabir ziyaretçileriyle buluşacak.
Atatürk, küçüklüğünden beri birçok rahatsızlıkla mücadele etmişti. Kardeşleri Ahmet ve Ömer’in hayatlarını kaybettiği difteri-kuşpalazına o da yakalanmış ancak hastalıktan kurtulmayı başarmıştı. 1896’da girdiği Manastır Askerî İdadisi’nde yakalandığı sıtma rahatsızlığı ile yaşamı boyunca mücadele edecekti. Kurtuluş Savaş sonrasında Kasım 1923’te ve “Nutuk” üzerinde çalışırken Mayıs 1927’de kalp krizi geçirmişti. Bunlar Atatürk’ün geçirdiği başlıca rahatsızlıklardı ancak onun aramızdan ayrılmasına yol açan karaciğer rahatsızlığı teşhisi, Dr. Nihat Reşat Belger tarafından 22 Ocak 1938’de konulmuştu. Atatürk iki hafta sonra da zatürre tedavisi görecekti.
Atatürk’ün sağlığına ilişkin Riyaseticumhur Umumi Kâtipliği’nden (Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği) yapılan ilk resmî tebliğler, 17 Ekim 1938 günü yayımlandı.
9 Kasım günü Atatürk’ün sağlığıyla ilgili üç resmî tebliğ yayımlanıyordu. Saat 24.00’da yayımlanan tebliğde, “Saat 20.00’den itibaren dalgınlık artmıştır. Umumi ahval vahamete doğru seyir etmektedir” deniliyordu. Atatürk’ün vefat ettiğine ilişkin, doktorları tarafından verilen rapor ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin resmî tebliğinde; “Reisicumhur Atatürk’ün umumi hallerindeki vehamet, dün gece saat 24.00’te neşredilen tebliğden sonra her an artarak bugün, dokuzu beş geçe, Büyük Şefimiz derin koma içinde terki hayat etmişlerdir” deniliyor ve tebliğ “Ebedi Türk Milleti, onun eserlerini ebediyetle yaşatacaktır. Türk gençliği, onun kıymetli vediası olan Türkiye Cumhuriyeti’ni daima koruyacak ve onun izinde yürüyecektir. Kemal Atatürk, Türk’ün tarihinde ve gönlünde daima yaşayacaktır” diye sona eriyordu.
Atatürk’ün naaşı, 16 Kasım 1938’de Türk bayrağının örttüğü bir katafalk üzerinde Dolmabahçe Sarayı’nın tören salonunda katafalka konulur ve Türk milleti genç, yaşlı Atatürk’e son görevini yapmak için Dolmabahçe’ye akın eder. Atatürk’ün cenaze namazı, Ankara’ya nakil töreninden önce, 19 Kasım 1938 sabahı Prof. Dr. Şerafettin Yaltkaya tarafından kıldırılır. Bir duygu seliyle top arabasıyla getirildiği Sarayburnu rıhtımından “Yavuz” zırhlısına konulan Atatürk’ün naaşı, İzmit’e, buradan özel trenle Ankara’ya yola çıkarılır. 21 Kasım günü TBMM’deki törenden sonra naaş, törenle Etnografya Müzesi’ndeki mermer bir lahde alınır